Hakkımdaki Her Şey
Merhaba,
Hakkımda bilmen gerekenler olduğunu düşünüyorsun... Neden kendi hakkında bilmen gerekenleri keşfetmiyor da benim hakkımdakileri merak ediyorsun? Çünkü kendini arıyorsun ve daha bulamadın, bulsaydın beni merak etmezdin.
Her insanın aydınlık, karanlık ve görünmeyen yüzleri vardır, bende üçü de aynı diyen ya yaşamıyor ya da yalan söylüyordur! Senin amacın görünmeyen yüzünü bulmak olmalıdır. Onu bulduğunda değil bana, eski iki yüzüne bile ihtiyacın olmayacaktır.
Aphrodite'nin oğluyla temasa geçmeden önce 2020 yılı sonunda yazılan "Okan'ın hakkındaki her şeyi" hiç değiştirmedim, aşağıda okuyabilirsin. Ben de üç yıl sonra az önce onu tekrar okudum ve buraya nasıl geldiğimi hatırladım. Peki, onları yazan kimdi? Aydınlık, karanlık, yoksa görünmeyen yüz müydü?
Aphrodite'nin oğlunun ilahi mesajlarını dinle;
O ve iki kardeşi daima seninle;
ruhunun derinliklerine in ve onları gör!
Diptedir Hakikat!
Okan Özel
19.10.2023
Herkese Selamlar,
Bazen bir dinamit yaparsınız; önce tüm kimyasalları karıştırır, sonra onları bir arada tutacak şekilde onu sarar ve patlaması için ucuna bir fitil eklersiniz. En nihayetinde o dinamit bir gün patlar ve siz de patlatanda suç ararsınız. Oysaki o dinamiti siz hazırlamışsınızdır, yaşanan o son olay sadece bir ateşin ona yaklaşmasından ibarettir.
İşte insan hayatında birçok hikaye de buna benzerdir. Başımıza gelen tek bir olaya her zaman çok önem atfeden varlıklarızdır. Zihnimizdeki yanılsamalar da bu yüzden olur. Nitekim değer verilmesi gerekenlere zamanında değer vermez, kıymet verilmeye layık olmayanları ise baş tacı yaparız. Zihnimizin bize kurduğu tuzaklara düşer ve her şeye gereğinden fazla önem veririz. Sonuç olarak, zihin de ruha itaat etmeyip işlevini yerine getirmeyince ruh ile uyum sağlayamaz ve bu uyumsuzluktan bir kaos doğar. İşte o kaosa da dış dünyada hayat denir!
Bu blogta korku, ruh ve zihin uyumu çerçevesinde tutkular, insan zihninin işleyişi ve korkuların yönetimi ile ilgili yazılarım yayımlanacaktır. Nitekim yazmış olduğum “Korku Felsefesi” adlı kitabımda da baştan sona Korku, Ruh ve Zihin arasındaki birlikteliği birçok açıdan inceliyorum. Blog'ta çoğunlukla yeni konular hakkında yazmak arzusundayım. Ancak kitabım yeni yayımlandığı için zaman zaman ona atıfta bulunan paylaşımlarım da olacaktır.
Ben şimdi biraz da kendimden size bahsedeyim. 20.10.1980 İstanbul doğumluyum. 2021 Ocak ayında yayımladığım "Korku Felsefesi" adlı kitabımla birlikte bu blogtaki yazılarıma başlamış bulunuyorum. Bu kitapla hiç aklımda dahi yokken yazarlığa adım attım. Aslında amacım sadece felsefe doktorası için bir makale yazmaktı, ama yazılar uzayınca kitap olsun dedim. Sonra da her şeyin elimden geldiği kadar mükemmel olmasını istedim. İlk kitabım olmasına rağmen gerçekten had safhada özenerek Dünya’ya bırakabileceğim belki de en büyük mirası bıraktığıma inanıyorum.
Kitabı yazmak çok hoşuma gitti; öyle ki kitap bitince blog açmak, daha geniş bir kitleyle iletişim halinde olmak ve kitabımla ilgili paylaşımlar yapmak istedim. İşte bu nedenle aranızdayım.
Şu anda Fethiye'de yaşıyorum. Daha önce ülkemizin büyük holdinglerinden birinde ve çok uluslu birkaç şirkette yurt dışı bölge yöneticiliği yaptım. Şili’den Moğolistan’a kadar birçok kıtada ve sayısız ülkede hem gezi hem de iş amacıyla bulundum; fuarlara katıldım ve konferans verdim.
İki yıldır Fethiye'deyim ama iş hayatım İstanbul'da ve hep yurt dışı görevlerde; öğrencilik hayatım ise Ankara ve Adana'da geçti. İngilizce, İspanyolca ve unutmadıysam eğer biraz da Rusça biliyorum. Bilkent Üniversitesi İşletme bölümünden yüksek şeref öğrencisi olarak 2002 yılında mezun oldum. O zamanlar dört senelik okulu üç buçuk senede bitirmiştim; böyle biri okulun tarihinde oldu mu hep merak ederim.
Üniversiteye giriş yıllarımdan bu yana Felsefe ile ilgileniyorum. Zaten Felsefe haricinde başka bir kitap da okumuyorum. Nasıl mideme her yiyeceği almıyorsam, zihnime de her bilgiyi almam! Hayat felsefem “az bilgi ama kullandığım bilgi”dir!
Felsefeye olan ilgim artık kitap yazmaya kadar vardı. Dünya’ya ilk kitabımla kıymetli bir eser kazandırdığıma inanıyorum. Baştan sona tüm zihnimi kitaba aktardım ve hiçbir filozofun günümüze kadar tutku olarak tanımlamadığı Korku'yu onların incelemediği bir açıdan, yani en büyük tutkumuz olduğu gerçeğiyle masaya yatırdım; bunu da kitabımda her bir tutkuyu, insanların özel korkularını, ruhu ve zihnin düşünme biçimlerini tasavvur ederek ispatladım. Bu kitapla yeni bir felsefe çağı başlatacağıma inanıyorum. Dünya'nın buna ihtiyacı var, insanların da var; ama anlamaları için hem okumaları hem de zaman gerekiyor. Umarım kitabımı da okursunuz ve beğenirsiniz. Eğer okur da beğenir ve herhangi bir sorunuz olursa çekinmeden sorabilirsiniz.
2021 yılında iki kitap daha yayımlamayı düşünüyorum. Ama düşünmek kolay, uygulamak ise zordur. Bakalım, planım böyle ama gerçeğe dönüşecek mi göreceğiz.
Kitabım ve blog konusu ilginizi çekiyorsa siteme ve yazılarıma abone olmayı lütfen unutmayın. Ayrıca, Twitter ve Instagram hesaplarımı da takip edebilirsiniz.
Keyifli okumalar dilerim.
Saygılarımla,
Okan Özel